Dostoyevski
Dostoyevski
Odasının bunaltıcı havasında, kendisinin bütün inatçı önlemlerine karşın bir şekilde içeri sızmaya çalışan gün ışığı yalnızca vaktin akşam olmadığını hissettirebiliyordu. Yatağında terli ve huzursuz ama başka bir şey yapma isteğinden de hayli yoksun uzanırken Raskolnikov’u yad etti. Dostoyevski’ye aşıktı. O bambaşka bir hastalık keşfetmişti karakterlerinde. Zihindeki hastalık. Parazit gibi bir şey değildi bu; vereceğin kararların önüne geçen, kendin gibi davranmanı önleyen. Seni oluşturan bir hastalık. Mantığın ve anlamlı hareketlerin yobazlığından kurtulmaya çalışan duygusal zihinleri hedef alan bu hastalığa hüküm veya çare bulmak imkansızdı. Sadece onunla yaşamayı öğrenebilirdi insan.
Yorumlar
Yorum Gönder