İlk Kelime


İlk Kelime


                İlk kelime en zorudur. Sonunu getirmek, noktayı koymak ise kolay. Örneğin en çok ilk kelime silinir, en çok o değiştirilir. Bir şey çıkartamaz mıyız bundan? Ayrıca ne olursa olsun başlangıçlar heyecanlandırır. Bazen umduğu gibi devam etmez, bazen şaşırtır insanı gidişat. Daima heyecanla başlanır bir şeye. Başlangıçta bir sonrası için mümkün olan alternatif sayısı maksimum seviyededir. Kısıtlanır her adımda. Bir tarz oluşur ve bu tarz kısıtlar olabilecekleri.

                Bazen bir düşünce ile başlanır, bir ana fikri vardır başlangıcın. Bazen karlı havada gökyüzü berraklığındadır zihin, öyle başlanır. İşte bu gayesiz başlangıçla devam edebilmek, karanlıkta yardımsız yürümeye benzer. Düşmek an meselesidir. Aldırmaz insan. Ne tarafa düşecek, nerede duracak? bütün mesele bu sorudadır çünkü. Düştüğü taraf olur konu, durduğu yer. Ana fikir yok yine… amaçsız… ama anlatılacaklar var. Nasıl olmaz! Eserken uğuldayan rüzgar… o bile konuşur, anlatır insana bir şeyler ama umursamaz yaratacağı etkiyi. Anlatacakları vardır, o da anlatır. Belki sokaktaki bir çaresiz bir diğerine ya da nöbetteki bir asker hiç açılamadığı ve belki de hiç açılamayacağı sevdiğine bir şeyler söylemek ister de yükler aracı esintiye. Evet, yapılan tam da budur gayesiz başlangıçta. Yapamadıkların, söyleyemediklerin, yazamadıkların geçer başa. Sen de bir aracı olursun tıpkı rüzgar gibi.

Yorumlar